Siccîn
Siccîn[270] kelimesinin "secn" veya "secc" maddesinden türemiş olma ihtimali vardır. Zindan demek olan "sicn" maddesinden zindana koymak demek olan "secn" mastarından olduğuna göre, "sikkîn" veya "siccîl" gibi fiil kalıbında zindanın mübalağa ismi veya "seccân" veyahut "mescûn" gibi bir sıfat da olabilir. Kâmûs'ta sicîn'in hapis manasından, devamlı, şiddetli, kötülerin kitabının bulunduğu yer, cehennemde bir dere anlamlarına geldiği; ayrıca, açık ve ortada, dibinin çevresine çukur kazılmış hurma ağacı anlamına da geldiği; aynı şekilde, "devamlı şey" anlamına "şey'u siccîn", "şiddetli vuruş" manasına "darabu siccîn", "açık açık geldi" manasına "câe siccînen" denildiği de ifade edilmiştir. Siccîn, sıvamak ve balçık gibi cıvık ve bulaşık olmak manasına "secc" maddesinden, "gıslîn" gibi "fi'lîn" vezninden de olabilir. Ancak sözlüklerde "secc" maddesinden böyle bir kelime zikredilmemiştir. Ebû Hayyân, Bahir'de, konuyu şöyle özetlemiştir: "Siccîn, secn maddesinden, sikkîn gibi fiil kalıbında bir kelimedir yahut hapsedici bir mevkide demektir. Mübalağa manası ifade eden kalıpta gelmiştir. Bu durumda siccîn, korunmuş yerin sıfatıdır demiştir. Mekan olması durumunda farklı görüşler ortaya çıkmıştır." Açık olan "siccîn"in kitap olmasıdır. Bu nedenle "kitâbun merkum" ifadesi ondan bedel yapılmıştır. Zemahşerî de "siccîn"i kitap diye tefsir etmiştir. İkrime ise, "siccîn", hasar, hüsran ve horlanmadan, aşağılanmadan ibarettir; nitekim, birisi gözden düştüğünde, makam ve mevki kaybettiğinde, "filan kimse düşüklüğe uğradı, erdi" demesine benzer demiştir. [271]
16.02.2009 tarihinden beri 2887 defa okundu. Son takip: 18.11.2024 - 08:19