Tayyıbat

İbni Cerîr ve Taberî gibi müfessirler, Maide: 5/4-5'teki tayyibâtı, he­laller diye tefsir etmişlerse de, "helaller kılındı" demek "rekik" (tatsız) bir ifade olacağından, bir­çok, müfessir "bunun" lezzet ve iştah duyulan temiz ve hoş şeyler manasına yorumlanması gerekti­ğini savunmuşlardır. Tayyibât, ancak selim tabiatlı kişilerin tiksinmeyip hoşlandıkları şeylerdir. Tayyibât, sekiz manada tefsir edilir: 1. Câhiliye ehlinin en'âm'dan (deve, sı­ğır, koyun ve keçi'den) haram kıldıkları, (fakat aslında helâl olan hayvanlar) "Ey îmân edenler! Size rızık olarak verdiğimiz tayyibâttan (câhiliye ehlinin hars ve en'âm'dan ken­dilerine haram kıldıkları, fakat aslında helâl olan ekin ve hayvanlardan) yeyin!" [88] Yüce Allah bunların helâl olduğunu ve bunları ha­ram kılmadığını haber vermiştir. "Yeryüzündekileri (hars ve en'âm'ı) helâl ve tayyib olarak yeyin!" [89] "De ki: "Kim haram kıldı Allah'ın zmetini ve rızktan tayyibâtı (yani, kendi kendilerine haram kıldıkları hars ve en'âm'ı), ki onları kulları için çıkarmıştır." [90] 2. Helâl (menn ve selva) "Bulutu üzerinize gölgelik olarak çektik ve rızktan tay­yibâtı (helâl olan menn ve selvâ'yı) yiyesiniz diye size menn ve selva lütfü ihsan ettik." [91] "Onlara menn ve selva da lütf u ihsan ettik ki, verdiğimiz rızkın tayyibâtından yiyeler"[92] "Ey İsrâîloğulları! Sizi düşmanınızdan kurtardık ve size Tûr'un sağ yanında va'd verdik, size menn ve selva da lütfu ihsan ettik. Verdiğimiz rızkın tayyibâtından yeyin ve on­da taşkınlık etmeyin! So a üzerinize gazabım iner, her ki­min üzerine de gazabım inerse o uçuruma gider." [93] "Hakikat şu ki: İsrâîloğulları'nı cidden güzel bir yur­da yerleştirdik ve onları tayyibâttan (helâlden, menn ve selvâ'dan) rızklandırdık." [94] "Şanım hakkı için Biz vaktiyle İsrâîloğulları'na Kitap, hükm ve nübüvvet vermiş ve onları tayyibâttan (helâlden, menn ve selvâ'dan) rızklandırmıştık." [95] 3. Helâl (yiyecek, güzel elbise ve cima) "Ey îmân edenler! Allah'ın size helâl kıldığı o tayyibâtı (helâl yiyeceklerden, cima ve giyeceklerden he­lâl olanları) haram kılmayın!" [96] Mü'minlerden bir grup bunları kendilerine haram kılmak istemişlerdi. Ali b. Ebî Tâlib de -Allah'ın salâtı ona ve âline olsun- bunlardan idi. Yüce Al­lah buyurdu ki: “Allah'ın size rızk olarak verdiğinden helâl-tayyib ola­rak yeyin!” [97] "Ey rasûller! Tayyibâttan (helâl olan rızktan) yeyin!" [98] 4. Tırnaklı hayvanların iç yağlar'ı ve etleri "Zulmleri sebebiyle, Yahudilere, -aslında önceden on­lara helâl olan- tayyibâtı (tırnaklı hayvanların iç yağları ile etlerini) haram kıldık." [99] Nitekim Kur'ân-ı Kerîm bunların haram kılın­dıklarını zikretmiş bulunmaktadır. "Yahudilere her tırnaklıyı haram kıldık. Onlara, sırtlarında olan veya bağırsakları üzerinde bulunan veya kemikle karı­şan kuyruk kısmı hariç sığır ve koyunun iç yağlarını da ha­ram kıldık. Taşkınlıkları sebebiyle onları cezalandırdık. Şüp­hesiz Biz sâdıklarız."[100] Halbuki bun­lar daha önce Tevrat'ta onlar için helâl kılınmıştı. "Onlar ki yanlarındaki Tevrat ve İncil'de (niteliklerini) yazılı buldukları o Rasûl'e, o ümmi Nebiye (Muhammed'e) ittiba ederler... O onlara tayyibâtı (tırnaklı her hayvanın iç yağını ve etini) helâl kılar." 5. Zebhedilerek/kesilerek yeni­len hayvanların etleri müslümanlara tayyibdir "Senden kendilerine neyin helâl kılındığını soruyor­lar. De ki: "Size tayyibât (kesilerek yenilmesi helâl olan hayvanların etleri) helâl kılındı. Allah'ın size öğrettiklerinden öğrettiğiniz avcı hayvanların avladıklarından da..." [101] "Bugün size tayyibât (kesilerek yenilmesi helâl olan hayvanların etleri) helâl kılındı." [102] 6. Helâl (ganimet) "Düşünün ki siz (muhacirler) bir zamanlar yer­yüzünde zayıf bırakılmış bir azınlıktınız. İnsanların (Mekke kâfirlerinin) sizi kapıp götürmesinden korkuyordunuz da O sizi barındırdı ve yardımıyla destekledi, size tayyibâttan rızk (Bedir savaşında alınan ganimet) verdi." [103] "Elde ettiğiniz ganimetten, tayyib (helâl) ola­rak yeyin ve Allah'a ittika edin. Şüphesiz ki Allah gafur, rahimdir."[104] 7. Bizatihi tayyib rızk "Andolsun ki, Biz benî Âdem'i (Âdemoğulları'nın tümünü) tekrîm ettik... Kendilerine tayyibât­tan (tahıl, bal, yağ ve benzeri tayyiblerden) rızk­lar verdik." [105] Onların rızklarını hayvanların ve kuşların rızkın­dan daha tayyib yapmıştır. "Size suret verdi, suretlerinizi de güzelleştirdi ve tay­yibâttan sizi rızklandırdı (Allah sizin rızkınızı, yürüyen hayvanlardan ve kuşlardan daha tayyib yaptı)." [106] 8. Güzel söz "Tayyibât tayyibler, tayyibler de tayyibât (güzel söz tayyib erkek ve kadınlar) içindir." [107]


16.02.2009 tarihinden beri 6277 defa okundu. Son takip: 21.11.2024 - 10:43