Zulumât

Zulumât, iki manada kullanılmıştır:

1. Çeşitli dehşetler/dehşetli haller

"De ki: "Berr ve bahr'ın zulumâtmdan (yani, kara ve denizin dehşetli hallerinden) sizi kim necata çıkarır/kurtarır?" [119]

"Yoksa berr ve bahrin zulumâtında (kara ve de­nizin dehşetli hallerinde) size yol gösteren... mi?" [120]

2. Safhalar/merhaleler

"Sizi analarınızın karınlarında üç zulumât (ka­rın, rahim ve meşime safhaları/merhaleleri) içinde bir hilkatten diğer hilkate halkediyor." [121]

"(Yûnus), zulumât (gecenin karanlığı, suyun ka­ranlığı ve balığın karnındaki karanlık) içinde, "Senin dışında ilah yoktur, Seni tenzih ederim..." diye nida etmişti."[122]

"Küfredenlerin diğer bir kısmının amelleri ise, derin bir denizdeki zulumât gibidir (.....) öyle zulumât ki, üstüste..." [123]

Bununla, kâfirler kasdedilmektedir: yani, karanlık bir bedendeki karanlık bir göğüsteki karanlık bir kalb.


16.02.2009 tarihinden beri 2576 defa okundu. Son takip: 24.03.2024 - 09:47