Abd
Abd kelimesinin en genel mânâsı, ibadet ve kulluktur. "Ubûdet" ve "Abed" masdarlanndan gelir. "Abîd" ve "Ma'bûd" vasıflarını da kapsar. Ubûdet, ubudiyet ibadet, kulluk ve itaat mânâsına gelir ki, "ubd", ehassı (en dar anlamda) ibadet, eammı (en geniş anlamda) kulluktur. "Ubûdet" Arap dilinde tezellül (aşağılama) mânâsına gelir. Ubudiyet, alçalmayı açığa vurma, ibadet de bunun daha kuvvetlisi olarak tevazu, alçak gönüllülük ve saygının en son derecesidir. Bu nedenle müfessirlerin çoğu bunu tevazu ve alçak gönüllülüğün; son sınırı olarak tefsir etmişlerdir. Bu da sebebini sormadan tam itaat mânâsına gelir. Ebû Hayyân, ibadetin her şeyden soyutlanarak Allah'a yönelme manasında olduğunu nakleder. Aynı şekilde Kamus'u şerh edene göre de ibadet, hırs ve gadap mânâlarına gelen "abed" maddesindendir. İbadet, Allah'ın razı olduğu şeyi yapmak, ubudiyet (kulluk) ise Allah'ın yaptığına razı olmak diye tefsir edilmiştir. Şeriat dilinde ibadet, niyete bağlı olarak yapılmasında sevap olan ve Allah'a yakınlaşmayı ifade eden özel bir itattir. İtaat, niyete bağlı olsun olmasın veya kimin için yapıldığı bilinsin bilinmesin yapılması hayırlı olan işi/ameli yapmaktır. Kur'ân okumak, infak etmek, sadaka vermek, vakıf yapmak veya benzeri işler, niyete bağlı olmayan ameller olarak yapılan işler bir itaat ve Allah'a yakınlaşmadır ama şer'î anlamda bir ibadet değildir. Şer'î anlamda ibadet, insanın ruh ve bedeniyle içi ve dışıyla şuurlu bir şekilde yalnızca Allah için yapılan bir itaat ve yakınlaşmadı
16.02.2009 tarihinden beri 5171 defa okundu. Son takip: 21.11.2024 - 08:54