Eşhâd

Eşhâd, "Şâhid" kelimesinin çoğuludur. Buradaki Şâhid, başkası­nın aleyhine delille şahitlik edendir. Eşhâd, altı şekilde tefsir edilir: 1. Tebliğe şâhidlik eden (nebiler) "Her ümmetten birer şâhid (risaleti tebliğ ettik­lerine dair onlara karşı şâhidlik edecek nebilerini) getirdiğimiz, seni de (ey Muhammed), onların üzeri­ne (risaleti tebliğ ettiğine dair) şâhid getirdiğimiz zaman halleri nasıl olacak?!"[113] "O gün her ümmetten birer şâhid çıkaracağız (ne­bilerini üzerlerine şâhid olarak getireceğiz)." [114] "İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerinde şâ­hid idim." [115] "Şâhidler (nebiler) de, "İşte şunlar (kavim­lerinin kâfirleri), Rabb'leri üzerine yalan söyleyenler­dir" (Allah'ın ortağı olduğunu iddia edenlerdir)." [116] 2. Ademoğlu'nun amelini yazan hıfzedici melek "Her kişi beraberinde bir sürücü ve bir şehîd (amellerini yazan melek) bulunduğu halde gelecektir." [117] Bu âyetteki şehîd lafzıyla, "dünyadaki amellerini yazan hıfzedici melek" kasdedilmektedir ki âhirette de ameli hususunda ona karşı şâhidlik edecek­tir. "Nebiler ve şühedâ (amelleri hususunda onlara karşı şâhidlik edecek hafaza melekleri) getirilmiş..." [118] "Muhakkak Biz rasûllerimize ve mü'minlere dünya hayatta ve şâhidlerin (hıfzedici meleklerin/hafaza meleklerinin) dikileceği gün yardım ederiz." [119] 3. Nebilerin tebliğde bulunduklarına şâhidlik edecek olmaları hasebiyle Ümmet-i Muham­med "Böylece sizi vasat bir ümmet kıldık ki, insanlar üze­rine şühedâ (rasûllerin, risaleti onlara tebliğ et­tiklerine şâhidler) olasınız..." [120] "Bundan önce ve bunda... ta ki Rasûl sizin üzerinize şehîd olsun, siz de insanlar üzerine şühedâ (rasûllerin kavimlerine risaleti tebliğ ettiklerine şâhidler) olasınız." [121] "Bizi şâhidler (ümmet-i Muhammed) ile beraber yaz." [122] 4. Allah yolunda şehâdet eden kimse "İşte onlar Allah'ın kendilerine nimet verdiği nebiler, sıddîklar, şühedâ (Allah yolunda şehâdet eden­ler) ve salihler ile beraberdir." [123] "Rabb'lerinin indinde şühedâdır (onlar Allah yo­lunda şehâdet edenlerdir; onlar için ecir ve nurları vardır)." [124] 5. Bir kişinin hakkına veya insanların haklarına dair şâhidlik etmek /şehâdette bulunmak "Erkeklerinizden iki şehidi şâhid tutun (haklara dair olan bu işleme); eğer iki erkek olamıyorsa, razı olacağınız şühedâdan bir erkek ile iki kadın..." [125] "Sizden adl sahibi iki şâhid (boşama ve müraca­at hallerinde iki şâhid) tutun; şehâdeti de Allah için dosdoğru yapın!" [126] 6. Hâzır bulunmak, hâzır bulunan "Size bir musibet isabet ederse, "Allah bana lütfetti de onlarla beraber şehîd (hâzır) bulunmadım" der."[127] "Biz Musa'ya o emr'i kaza ettiğimizde sen batı tara­fında değildin; şâhidlerden (orada hâzır bulu­nan kimselerden) de değildin." [128] "Şuhûden (Mekke'de hâzır bulunan) oğullar..." [129] "Onlar ki, zûr'a şâhidlik etmezler (orada/ona hâzır bulunmazlar)." [130] "Yoksa siz Ya'kûb'a ölüm geldiği zaman şühedâ mıydınız (orada hâzır mı bulunuyordunuz)" [131] "O ikisinin azâblarına şâhid olsunlar (onlar ce­zalandırılırken hâzır bulunsunlar)."[132]


16.02.2009 tarihinden beri 2323 defa okundu. Son takip: 06.05.2025 - 05:32