Yebussu

Yayar, dağıtır. Yed (El), Allah’ın Eli Meselesi Dilimizde, "filanın eli açık" denildiği zaman bilinir ki, bu ta­birlerde "el" kelimesinin müfred manası kastedilmez. "Eli açık" deyimi bütünüyle bir kelime gibi "seğii" manasından mecaz, daha doğrusu kinaye olur. Hakiki ma­na mümkün olsa bile düşünül­mez. Örneğin, iki kolu dibinden kesilmiş olan bir kimse bile ger­çekte cömert olursa ona "eli açık" denir. Arapça'daki "yedhu mebsûtatu" "eli açıktır" ifadesi de böyledir. "Yedâhu mebsûtâni" (iki eli açıktır) ise bunun tekit ile mübalağasıdır ki, kendisinde cimrilikten eser bulunmayan son derece vergili olduğunu ifade eder. Bunlarda "yed" kelimesinin ne tekilinde ne tesniyesinde özel bir mana kastedilmemiştir. Arap­ça'da bunun birçok örneği vardır. "İki elin açık olması koruya (va­haya) bol yağmur verdi. Dereleri ve tepeleri de onun nimetine şük­retti." Yağmuru koruya ihsan eden "besta yedeyn" tabirinde de "el" tasavvur edilmeyip nimetin yayılması kastedilmiştir. Aynı şekilde şair Lebid; "Soğuğun yuları poyrazın elinde olunca rüzgâr sabahleyin ağır olur." diyerek, soyut bir tem­silî istiare ile poyrazın etkisini ve soğuğun şiddetini anlatmıştır. Demek ki, "rüzgâr gibi el" ta­savvuru gibi mümkün olmayan şeylere bile, dilde "el" isnadının örneği pek çoktur. "Allah'ın eli açıktır" ayetinde de, "yed"in (el) ne hakikî ne mecazî manası düşü­nülmeden Allah'ın cömertliği anlatılmış olur. "Allah'ın eli" denil­mesinin meşru bir kullanım olduğu anlaşılır. Hakikatte Allah'a "el" nisbet eden birçok ayet ve ha­dis vardır. Fetih: 48/10, Sad: 38/75, Yasin: 36/71 ayetleri örnek verilebilir. "Leyse ke misluhu şey'in"[19] ayeti gereğince Allah'ın elinin bizim bildiğimiz özel cisim olamayacağı da akıl ve nakil gereği bilindiği için, "Allah'ın eli vardır" diye iman eder, hakikatini Allah'ın il­mine bırakırız.


16.02.2009 tarihinden beri 2387 defa okundu. Son takip: 21.11.2024 - 09:00